24 Ağustos 2010 Salı

MELODY GARDOT -GELECEĞİN YENİ DİVASI (MI)?-07.07.2009


Sanat Aktiviteleri Danışmanım Gülda Melody Gardot'yu dinlemeye gitmemizi söyleyip duruyordu. Ama ben biraz hevessiz davranıyordum ki aslında Caz Festivallerini daha önce hiç dinlemediğim, bilmediğim sanatçıları da öğrenmek ve dinlemek için en iyi yollardan biri olarak benimsediğim ve her zaman yeni sanatçılara yöneldiğim ve hiç de pişman olmadığım halde yanıtsız bırakıyordum sürekli Gülda'yı. Bunun nedeni de önce Depeche Mode (mide kanaması) Joe Sample(kalp spazmı)konserleri ertelenince moralim bozulmuş, Leonard Cohen'e de bir şeyler olur mu [şeytan kulağına kurşun ama adam da yaşlı ....!) endişesi ile gezindiğim günlerdi ve bu nedenle de pek kulak asmıyordum. Gülda beni ikna etmek için bir gün bir lokantada duyduklarını ve "kim bu ses?" dediklerini ve soruşturduklarını ve Melody Gardot olduğunu keşfettiklerini söyleyince "pekiyi" dedim. İyi ki de demişim.

Melody Gardot 1985 yılında doğmuş bir Amerikalı sanatçı.19 yaşında bisikletiyle gezerken bir araba çarpmış (Gülda iyi ki bisiklete binmeyi bilmiyoruz). Bu kaza sonucunda leğen kemiği kırılıyor, beyin sarsıntısı geçiriyor ve kavrama (kognitiv) bozukluğu oluşuyor. Bunun yanında ışığa ve sese karşı da aşırı duyarlı hale [Gülda bu sanırım sürekli siyah gözlük takmasını açıklıyor.(Anlaşılacağı üzere Gülda ile arada epey dedikodusunu yaptık)] geliyor. Kazadan önce piyano çaldığı için (konserde 16 yaşında çalmaya başladığını söyledi)doktorlar müzik terapisi öneriyorlar ve bu terapinin ardından söz yazarı ve solist olarak yeteneği açıkça ortaya çıkıyor.

Dün gece sahneye siyah tayt çorap üzerine fırfırlı bir etek ve beyaz gömlekle çıktı, başında tavus kuşu tüyü olan bir şapka giyiyor ve siyah gözlük takıyordu. Elinde de bir baston vardı. Gerçekten hoş görünüyordu. Sahne denizi arkasına almış olduğundan oturduğum yerden kısmen de olsa mehtabı yakalıyordum [Tabii bunun kötü yanı arkadan geçen boğaz teknelerinden arada sırada yükselen "hayaat beni neden yoruyosun" ya da "hade hade hadeee" gibi nitelikle şarkıların sesinin bir anda patlaması oluyor!).

İlk şarkısına gitarı ile başladı ve sonrasında piyanonun başına geçti. Bu esnada da seyirciyi avucunun içine alacak sözlerini söyledi: İstanbul'un şu ana kadar gördüğü en güzel yerlerden biri olduğunu ve görülecek daha güzel şeyler kalmadığında ölüneceği anlamına gelen bir deyişi hatırladığı için de bu deyişin gerçekleşmesinden endişe duyduğunu ifade etti. Sanırım ilk 3 şarkı ancak bitmişti ki sahneden ayrıldı...Bu da nedendi? Aha...Ezan vakti idi.

Daha sonra bir ara Türkçe bir kaç kelime öğrendiğinden ama unuttuğundan bahsetti,"good night" nasıl denildiğini sorunca önlerden bir dinleyici söyledi ve biz seyircilere söyleceği şarkının kendisi ve orkestrasından "iyi geceler" dileğini yansıttığını belirtti. Ayrıca gittiği her ülkede bazı kelimeler öğrenmeye çalıştığını ama hep kendisine kötü sözler öğretildiği de ekledi. Neyse bunun sadece Türklere has olmadığını duymak hoşuma gitmedi değil doğrusu.



Çocukluğunda kendisini büyükannesinin büyüttüğünü anlattı ve sigara içişini taklit etti. Bir başka şarkısının öncesinde aşka dair konuştu ve kendisinin kalbinin kırılmasına yol açan aşklara bağımlı olduğunu,bu ayrılıkların iyi tarafları bulunduğunu,bu durumda olan birinin yemeğe çıkarıldığını, yatakta yer açıldığını ve horlamadan kurtulunduğunu ekledi.

Konserde daha çok son ve ikinci albümü olan My One and Only Thrill adlı albümünden şarkıları seslendirdi. Ayrıca 'Somewhere Over The Rainbow' ile 'Ain't No Sunshine' şarkılarını da çok hoş bir caz yorumu ile söyledi. Her ne kadar kendisi Norah Jones ve Madeline Peyroux ile kıyaslansa da itiraf etmeliyim ki konser performansı her ikisinden de iyiydi ve Norah Jones'tan daha kuvvetli bir yorum yeteneği olduğunu, ses renginin benim kulağıma daha hoş geldiğini ve Norah Jones'ta zaman zaman insanı sıkan tekdüzelikten eser bulunmadığını düşünüyorum. Henüz erken ama bence geleceğin yeni divası olabilir gibime geliyor.




Konserin bitiminde cdlerinin satışa sunulduğu standda albümlerini imzaladı (sıraya girmeyen önüme kaynak yapan bir sürü insana söylendim durdum) ve iki albümünü de aldım ve herkese de tavsiye ediyorum. Gülda ile Yonca resim çektirmişler ben İKSV'de görev yapan bir arkadaşımdan Gülda için Leonard Cohen'in kaldığı oteli öğrenmeye çalışırken....Öğrenebildim mi? Hayır! Melody Gardot ile resmim var mı? Hayır!

Ancak gene de Gülda'ya binlerce teşekkür....Çok hoş bir akşamdı ve yeni bir sanatçı keşfettim sayesinde.

Sevgiler
Billur


Bu yazı ayseninkitapkulubu.blogspot.com 'da yayımlanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Paylaşmak İsterseniz

Related Posts with Thumbnails